[Page de départ] [La langue turque] [L'Enseignement du Turc en France] [La Turquie] [Les interviews] [FAQ] [Quoi de neuf sur ce site?] [La carte de ce site pour mieux vous y repérer]
Caractères turcs - Turkish fonts
BACCALAUREAT GENERAL
SESSION DE 1995
TURC LV 2
Série L
Durée: 3h Coefficient: 4
PARİS'TE YABANCILAR
Çin, yemeği ile şaşırtmış
Batı'yı. Yemek deyip de geçmeyin, uygarlığın
başlıca göstergelerinden biridir yemek. İyi yemek,
düşünülmüş, uğraşılmış
yemek, en başta yerleşikliği, tarımı, bahçeciliği,
bol vakti, dil beğenisini, sofra kurmayı, birlikte yemeği
gerektirir. Uygarlığın koşulları değil
midir bunlar! (Ahmet Vefik Paşa, Bursa'da vali iken, yerleştirmek
istediği göçebe boyların evlerden kaçtıklarını
görünce bastonunu alıp kovalamıştı
onları). Bizim mutfağımızın çeşitlilik
kazanması, sanırım, İmparatorluktan sonradır.
Ama padişahlar tek başlarına yerlerdi. Topluca yemeği,
demek ki sofrayı, Abdülaziz'le başlatabileceğimizi
sanıyorum. Kadın ise sofraya Cumhuriyet'ten sonra oturdu.
Bir Hintli'nin evine akşam yemeğine çağrılı idik, eşi Parisli idi evsahibinin, sürekli burada yaşıyorlardı. Yer sofrasında oturduk, tadına doyamadığım bir Hint yemeği yedik ki, çeşitli baharatla (kimyon tohumunu söylemeden geçemeyeceğim) pişmiş tavşandı bu. Yağsız pirincin üzerine bu bol salçalı etten konuyordu. Yemek sırasında teypten Hint müziği dinledik. Bu müzik Batı müziği idi, Londra flarmoni orkestrası çalmış, demek ki armonize edilmiş, Batı çalgılarına göre orkestrasyonu yapılmış bir Hint melodisi idi. Arada yalnızca bir Hint enstrumanı ses veriyordu. Fakat bu parçayı izleyen müzik, sadece melodiden, baygın uzayan bir melodiden başka bir şey değildi. İkisi arasındaki ayrımı anlamakta güçlük çekmediğimi söyleyeyim. Çünkü bu serüveni biz de yaşadık. Ev sahibimiz, ikinci parçanın klasik müzikleri olduğunu söyledi. Burada " klasik " sözcüğünü ne anlamda kullandı, anlayamadım. Öğrendim ki, notası yokmuş bu müziğin. Evinde Fransız eşi ile ülkesinin eski kültürünü yaşayan bu sarıklı Hintli, dışarda tam bir Avrupalı idi, İngilizce ve Fransızca konuşuyordu. Söylediğine göre, İngilizce olmasaymış Hindistan'da insanlar birbirlerini anlayamazlarmış, o kadar çok dil varmış çünkü. Melih Cevdet ANDAY, " Paris Yazıları " adlı kitabından. |
TRAVAIL A FAIRE PAR LE CANDIDAT
Vous répondrez en suivant l'ordre des rubriques et des questions. Vous n'avez pas à recopier l'énoncé des questions. En revanche vous indiquerez obligatoirement avant chaque réponse le numéro de la question que vous traitez (exemple: I.1.a)
I. COMPREHENSION DU TEXTE
1. Doğru mu, yanlış mı? Doğru yanıtı bulunuz.
a. Çin yemekleri Batıyı etkilemiş.
b. Anlatıcının sözünü ettiği göçebeler ev yaşantısına alışık değillermiş.
c. Anlatıcıya göre yalnızca Çin yemeği uygarlığın başlıca göstergesidir.
ç. Anlatıcı yediği Hint yemeğinin ne olduğunu açıklıyor.
d. Anlatıcının yemekte dinlediği Hint müziği notasızmış.
e. Topluca yemek, birlikte yemek anlamına gelmez.
f. Paris'te insanlar yer sofrasında yemek yerler.
g. Anlatıcı, " dışarıda " sözcüğüyle " evin dışında " demek istiyor.
2. Anlatıcı bu yazıda neden söz ediyor? Hangi konuya önem veriyor? Açıklayınız. (4-5 satır)
II. EXPRESSION PERSONNELLE
Aşağıdaki iki konudan birini seçip o konudaki kendi görüşünüzü yaşadığınız ya da duyduğunuz olaylardan da örnek vererek açıklayınız (une vingtaine de lignes):
1. Bir ülkedeki ortak dil, o ülke insanlarının birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştırır mı?
2. Anlatıcıya göre başlıca uygarlık göstergelerinden biri nedir?
III. COMPETENCE LINGUISTIQUE
1. Aşağıdaki sözcük ve söz gruplarının yazıdaki eşanlamlarını bulunuz:
a. Sofra
b. İyi yemek
c. Bir yere davetli
2. Aşağıdaki tümceden ne anladığınızı yazınız (1 veya 2 tümce):
" Kadın ise sofraya Cumhuriyet'ten sonra oturdu "
3. Aşağıdaki tümceyi yazıdaki anlamını bozmadan tamamlayınız:
" Hindistan'da İngilizce olduğu için insanlar… ".
4. Aşağıdaki tümceyi sıralamada değişiklik yaparak yeniden yazınız:
" Eşi Parisli idi evsahibinin. "
5. traduisez en français le passage suivant:
" Bir Hintli'nin evine akşam yemeğine çağrılı idik, eşi Parisli idi evsahibinin, sürekli burada yaşıyorlardı. Yer sofrasında oturduk, tadına doyamadığım bir Hint yemeği yedik ki, çeşitli baharatla pişmiş tavşandı bu. "
Pour nous contacter, cliquez ici
[Page de départ] [La langue turque] [L'Enseignement du Turc en France] [La Turquie] [Les interviews] [FAQ] [Quoi de neuf sur ce site?] [La carte de ce site pour mieux vous y repérer]
Dernière mise à jour le 22 juillet 2002